Skip to main content

İşçiler ve işverenler arasında yaşanan uyuşmazlıklar esasen, işçinin çalışma şartları, işçilik alacakları, sözleşmenin feshi, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, ücretin ödenme şekli, işçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlali, işe iade ve benzer alacak ve hususlardan doğmaktadır.

İş Hukuku ise temelini işçilerin korunması ilkesine dayandırmakta ve bu uyuşmazlıklara çözüm üretmek adına işçilerin korunması temel ilkesi ışığı altında kanunlar düzenlenmekte ve yargılama yapılmaktadır. Bu kapsamda iş mahkemelerinde yapılan yargılama ile yasal şartları haizse işçi lehine karar verildiğini söyleyebiliriz. Fakat eklemek gerekir ki, İş Hukukundan doğan uyuşmazlıklarda davanın İş Hukuku avukatı ile takip edilmesi son derece önemlidir. Çünkü işçi tarafından açılan davalar doğrudan kabul edilmemekte, bir takım yasal şartlar, usuli ve esaslı işlemlerin varlığı aranmaktadır. Bu bakımından iş davasını doğru temellere oturtmak, sürelere uymak, delilleri somutlaştırmak ve doğru şekilde yorumlanmasını ve değerlendirilmesini sağlamak davayı işçi lehine sonuçlandırmak için şarttır.

Sezgin Avukatlık ve Danışmanlık Bürosu, İş Hukukunda uzmanlaşmış İş Hukuku Avukatı kadrosu ile işçinin ve işverenin iş sözleşmesinden doğan borçlarından ve yükümlülüklerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, işçinin ücret alacağı, fazla çalışma alacağı, fazla sürelerle çalışma alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, genel tatil alacağı, asgarim geçim indirimi alacağı, resmi tatil ve bayram tatili alacağı, hafta tatili alacağı, ihbar tazminatı alacağı, kıdem tazminatı alacağı, iş sözleşmesinin haksız feshi, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshiyle ilgili uyuşmazlıklar, işe iade talebi, işçinin sosyal ve sendikal haklarına ilişkin uyuşmazlıkları, grev ve lokavt ile ilgili uyuşmazlıklar, iş kazası ve meslek hastalığı ile ilgili dava ve uyuşmazlıklar, destekten yoksun kalma tazminatı, iş ilişkisinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat, mobing ve iş ilişkisinden kaynaklanan diğer tüm haklar ve uyuşmazlıklar ile ilgili ve işçi ve işveren müvekkillerinin binlerce dosyasında başarıya imza atmış, verdiği hukuki destek ile iş davalarında hızlı, etkin sonuçlar elde etmiştir.

İş Mahkemeleri’nin Görev Ve Yetkisi

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre iş sözleşmesine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya kanundan doğan her türlü dava ve işlerde görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş davalarında yetkili mahkeme ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ve işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. İş mahkemeleri dahilinde açılacak davada davalı birden fazla ise davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açılabilir. Fakat bu yetki bazı işçi davalarında farklılık göstermektedir. Davanın görevli veya yetkili yer mahkemesinde açılmaması durumunda dava görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle ret edilir. Bu nedenle görevli ve yetkili mahkemenin doğru tespiti ve davanın usulüne uygun takip edilmesi için davanın iş hukuku avukatı aracılığıyla açılması ve takip edilmesi önemlidir.

İş Kanunu ve Uygulama Alanı

İş Kanununun kimlere uygulanıp kimlere uygulanmayacağı açıkça düzenlemekle birlikte vatandaşlar bu kavramları çözmekte bazen zorluk yaşamaktadır. Buna göre iş kanunu özellikle uygulanmayacağı düzenlenen iş kolu, işyeri, işçi ve işverenler dışındaki bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekilleri ve işçileri iş kanununa tabidir. İş sözleşmesi ile çalışıyorsanız, hangi kanuna tabi olduğunuzu ve haklarınızın ne olduğunu merak ediyorsanız mutlaka İş hukuku avukatına başvurunuz.

İş Kanunu Kimlere Uygulanmamaktadır?

İş Kanunun hangi iş ve iş ilişkilerine uygulanmayacağı yine İş Kanununda düzenlenmiş olup iş kanunu deniz ve hava taşıma işlerinde, rehabilite edilenlere, sporculara, ev hizmetlerinde, iş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında, 50’den az işçi çalıştırılan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyeri-işletmelerde, Esnaf ve Sanatkarlar Kanununa uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde, bir ailenin üyeleri ve 3. derecede dahil olmak bu dereceye kadar tüm hısımları arasında dışarıdan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde, aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işlerinde uygulanmamaktadır. Yukarıda belirtilmiş olan iş alanları içerisinde bazı istisnai hükümler yer almaktadır ve işte bu alanlarda ise iş kanunu hükümleri uygulanabilmektedir. Söz konusu iş alanları dahilinde çalışıp iş kanunu hükümlerine tabi olup olunmadığının tespiti, hangi kanunun uygulanması gereği iş avukatı ile rahatlıkla tespit edilecek bir husustur. Vatandaşların sadece işveren ile uyuşmazlık içinde olduğunda değil bir iş ilişkisine başlamadan önce veya başladıktan sonra haklarını ve yükümlülükler hakkında bilinçlenmek, huzurlu ve güvenilir bir iş hayatı edinmek adına vatandaşların atması gereken bir adımdır.

İş Mahkemeleri ve Yargılama Usulü

İş Mahkemelerinde davaların daha kısa sürede sonuçlanması amacıyla basit yargılama usulünü uygulanmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen basit yargılama usulü çerçevesinde tarafların yine uyması gereken bazı önemli kurallar bulunmaktadır. Cevap ve delil süreleri, ıslah süreleri, bilirkişi raporuna itiraz süreleri, tanık bildirme süreleri, tanık dinletme usulleri, delilleri somutlaştırma yükü bunlardan bazılarıdır. Tarafların söz konusu sürelere ve usullere uymamasının sonucu ise davanın usulden veya esastan aleyhe sonuçlanması olacaktır. Görüldüğü üzere, iş mahkemeleri ve iş davalarında iş avukatının rolü büyük olup işçi avukatı çözüm odaklı işlemleri ile süreci hızlandırıp etkin bir çalışma yapmaktadır.

İş Davası Takip Edilmediği Takdirde Ne Olur?

İş davalarının basit yargılama usulüne tabi olduğunu belirtmiştik. Bu bakımdan takip edilmeyen iş davaları dosyası hakkında işlemden kaldırılmasına karar verilir. Ve diğer yargılama usullerinden farklı olarak işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra bir defa takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. Bu da tüm davanın, masrafların, emeklerin ve zamanın çöpe atılması anlamına gelmektedir. Bu bakımından özellikle davacı işçilerin davalarını büyük bir titizlikle takip etmesi önem arz etmektedir. Bu da ancak işçi avukatı ile mümkün olacaktır.

İş Mahkemesinin Verdiği Kararlara Karşı Kanun Yoluna Başvuru Süresi

İş mahkemelerinde daha önce kanun yolu başvuru süresi, mahkemenin kısa kararının tefhimi ile başlarken, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Söz konusu süreler kaçırıldığında ise karar kesinleşmiş olmaktadır. İstinaf gerekçeleri istinaf süresi kadar önemli bir husustur. Çünkü istinaf mahkemeleri istinaf gerekçeleri ile bağlıdır. Bu nedenle istinaf süresi içinde istinaf gerekçelerinin bildirilmesi gerekmektedir. İstinaf gerekçelerinin ise eksiksiz, ayrıntılı, net, doğru ve aydınlatıcı olması ve hukuki dayanaklar ile desteklendirilmesi istinaf yoluna başvuruda etkili yöntemdir. Bu bakımından gerek istinaf süreleri gerekse istinaf gerekçeleri hususunda iş hukuku avukatına başvurmak davanızı kurtaran bir karar olabilecektir.

İş Davalarında İstinaf Ve Temyiz Yolu İmkanı

İstinaf Mahkemelerinin göreve başlaması ile üç aşamalı yargılama sistemine fiilen geçilmiştir. Bu yol ile taraflar öncelikle iş mahkemesinin bazı kararlarına karşı istinaf mahkemeleri nezdinde itiraz edebilecek ve İstinaf Mahkemelerinin verdiği bazı kararlara karşı da temyiz yoluna başvurabilecektir. İş Mahkemesinde açılan ve kanunla belirlenen belli miktarı geçmeyen iş davalarında İş Mahkemesinin verdiği karar kesin olup tarafların bu kararlara karşı istinaf yoluna başvurma hakkı yoktur. Söz konusu düzenleme davanıza ve alınan karara göre aleyhe veya lehe de olabilmektedir. Bu bakımından mutlaka iş Avukatına başvurmak ve bilgi almak lazımdır. İstinaf Mahkemelerinin verdiği bazı kararlara karşı taraflar temyiz kanun yoluna başvurabilmektedir. Fakat yine temyiz kanun yolu için miktar sınırlamasına gidilmiş ve kanunla belirlenen bu miktarı geçmeyen iş davalarında istinaf mahkemesinin kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamamaktadır.

İstinaf dilekçesi ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren İş Mahkemesine ön büro aracılığıyla doğrudan sunulabileceği gibi muhabere yoluyla da kararı veren mahkemeye gönderilebilir. Yasal süreden sonra istinaf veya temyiz yoluna başvurulursa ya da bu süre içinde başvuru yapılmaz ise karar kesinleşmiş olur. Fakat unutulmaması lazımdır ki, dilekçe ile beraber başvuru için gerekli harçların da ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde kanun yoluna başvuru hakkından vazgeçilmiş sayılır.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile temyiz ve istinaf kanun yolu hakkında bir çok soru işareti oluşmuştur. Vatandaş ve hatta bazı avukatlar dahil olmak üzere iş mahkemeleri tarafından yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalar ve verilen kararlar hakkında hangi kanunun uygulanacağı merak konusu olmuştur. Davanızı ve işinizi uzman iş hukuku avukatı ile takip etmeniz işte bu yüzden önemlidir. Çünkü Uzman İş hukuku avukatı güncel yasaları, içtihatları ve uygulamaları takip etmekte ve zaten nerdeyse her gün aynı tür davalarla meşgul olmaktadır. Bu bakımından tecrübesi ile davanın tüm aşamasında güven duyacağınız İş Hukuku avukatına başvurmanız yükünüzü de alacaktır.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu İle Değişen Zamanaşımı Süreleri

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ndan önce kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatlarda zamanaşımı süresi 10 yıl iken, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile söz konusu bu zamanaşımı süreleri değişmiştir. Yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımı hususunda ise bir çok tartışma yaşanmakta iken aynı yasa ile yıllık izin ücreti alacağına uygulanacak zamanaşımı süreleri netleştirilmiştir. Söz konusu zamanaşımı sürelerinin değişmesi ile hemen bu maddenin daha önce doğan tazminat hakları ve alacaklara uygulanıp uygulanmayacağı ve bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin değişiklikten önceki hükümlere tabi olup olamayacağı, bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlayıp fakat henüz dolmayan zamanaşımı süresinin dolmayan kısmının akıbeti merak konusu olmuştur. Haklarınızın zarara uğramaması için bu hususlarda iş hukuku avukatına başvurmak davanızda avantaj sağlayacaktır.

Çalışma Ve İş Kurumunun İşçi Şikayetlerini İnceleme Yetkisi Devam Ediyor Mu?

Uygulamada İş Mahkemeleri Kanunu ve işçi haklarında yapılan son değişiklikler ile bir çok yeniliğe gidilmiştir. Bunlardan biri de artık iş sözleşmeleri sona eren işçilerin bireysel alacaklarına ilişkin şikayetlerini Çalışma ve İş Kurumu’na yapamayacakları hususundaki düzenlemedir. Yani yapılan değişiklik ile iş sözleşmesi sona eren işçinin önündeki bireysel alacaklarına ilişkin şikayet hakkı elinden alınmıştır. İşçinin bu durumda arabuluculuk ve iş mahkemelerinden başka bir alternatifi bulunmamaktadır. Fakat bilinmesi gerekir ki, İş sözleşmesi devam eden işçiler bakımından farklı bir düzenlemeye gidilmiştir. Burada sözleşmesi devam eden işçinin bireysel alacağının feshe bağlı olup olmadığı hukuki durum ve haklar bakımından farklılık göstermektedir. Bu durumda sözleşmesi devam eden işçinin İş hukuku avukatına başvurması ve iş avukatına bireysel alacağının ve şikayet ve yasa yollarını tespit ettirmesi ve gerekli işlemlerin en doğru yoldan yapılmasını sağlaması gerekmektedir.

Hangi Uyuşmazlıklarda Sosyal Güvenlik Kurumuna Başvurmak Zorunludur?

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununa göre; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan bazı uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur. Aynı kanun ile hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepli işveren aleyhine açılan davalarda Sosyal Güvenlik Kurumunun işlevi ve görevi ve kuruma başvuru süreci düzenlenmiştir. Davanızı açmadan evvel Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru zorunluluğunuzun olup olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru usullerinin ve prosedürlerinin nasıl olduğunu, davada Sosyal Güvenlik Kurumunun yer alıp almaması gerektiğini, dava süreçlerini öğrenmek ve yasal takibini doğru etkin ve hızlı sağlamak için iş avukatlarına başvuru önemlidir.

İş Davalarında Vekaletname

İş Hukukunu ilgilendiren uyuşmazlıklarda davayı avukat ile takip etmek zorunlu değildir. Fakat iş davalarının takibi teknik bilgi ve tecrübe gerektirdiğinden, hak kayıplarının önüne geçmek için iş davalarını iş hukuku avukatı ile takibi mühim bir karardır. İş Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin noterde düzenlenecek vekaletname genel dava vekaletnamesidir. İş davası için ayrıca bir yetkiye gerek olmamaktadır. Fakat noterde maktu düzenlenen söz konusu genel dava vekaletnamesini imzalamadan önce arabuluculuk aşaması ile ilgili yetkinin yer alıp almadığına dikkat etmek gerekir. Bu nedenle notere bu hususta hatırlatma yapmakta fayda bulunmaktadır.

İş Mahkemesi Avukatı Arıyorum

İş Hukukunda işverene karşı zayıf durumda olan işçilerin korunması ilkesi doğrultusunda bir takım kurallar oluşturulmuştur. İş mahkemesi avukatı ise oluşturulan kurallar ışığı altında işçi davalarını takip etmektedirler. Konusunda uzmanlaşmış iş davası avukatı işte bu ilkeleri çok iyi bilmekte ve işçinin tüm haklarını teknik ve tecrübesel olarak koruma altına almaktadır. Fakat bir iş avukatı bunun yanı sıra yasal değişiklileri ve Yargıtayın güncel içtihatlarını takip etmelidir. Böylelikle teknik bilgisi ve tecrübesi ile ele aldığı iş davasını güncel içtihatlarla da güçlendirecektir.

Uygulamaya bakıldığında İş avukatına sadece davalarda değil bunun yanın da işverenler ve işçilere danışmanlık konusunda da ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda avukatlık meslek ilkelerine ve etik kurallara uygun verdiğimiz profesyonel hizmet ile iş hukuku alanına giren tüm sorunlarınıza çözüm üretmekteyiz. İş Mahkemesi avukatı arıyorsanız, iş mahkemesi avukatı ekibimizi rahatlıkla arayabilir ve uzman destek alabilirsiniz.

İş Mahkemesi Avukatı Ücreti

İş Hukuku kapsamında bir uyuşmazlık doğduğunda vatandaşlar avukata başvurma ihtiyacı ile birlikte İş mahkemesi avukatı ücretinin ne kadar olduğunu merak etmektedir. İş Hukuku davalarında, İş Hukuku alanında her türlü danışmanlık ve faaliyetlerde iş mahkemesi avukatı ekibimiz olarak işçilere ve işverenlere yasaya ve tarifeye uygun hizmet sağlamaktayız. İşçilerin tek geçim kaynağının yaptıkları iş olması ve bu alanda yaşanılan sorunun aile ekonomisine yansıttığı etki göz önüne alarak hukuki destek vermekteyiz.

Sorularınız mı var?

Bize ulaşın ve sorularınızı sorun.

Çalışma Alanlarımız

Avukatın, ücretsiz veya asgari ücret tarifesinin altında dava alması, danışmanlık yapması Avukatlık Kanunu’nun 163. maddesinin 3. fıkrası gereğince disiplin cezası gerektiren bir suçtur. Bu sebeple avukatlardan ücretsiz iş yapmalarının talep edilmemesi rica olunur.

whatsapp